Stüdyo monitörlerini düşündüğümüzde genellikle teknolojileri ve performansları göz önünde bulundurulur, ancak çok önemli bir konu da vardır ki, bu da monitörün performansını ya zirveye taşıyabilir ya da tamamen bozabilir.
Burada bahsettiğimiz şey, monitörlerin stüdyo odasında fiziksel yerleşimidir. Monitörler nerede yer alacak? Odanın diğer unsurlarıyla nasıl uyum sağlayacak? Ne kadar arada olmalı ve oda sınırlarından ne kadar uzakta olmalı? Bu yazıda, monitörlerin en iyi performansı gösterebilecek şekilde nasıl yerleştirileceğini anlamak için teoriyi ve pratiği inceleyeceğiz. Çünkü bir çift monitör “kağıt üzerinde” ne kadar iyi performans gösterirse göstersin, eğer stüdyoda doğru bir şekilde konumlandırılmamışlarsa, tam potansiyellerini asla duyamazsınız.
Stereo’nun temel fikri (ilk olarak 1931’de İngiliz elektronik mühendis Alan Blumlein tarafından önerilmiştir) ve bu fikirden doğan ideal monitör yerleşimi, roket bilimi değildir. Bir çift monitör ve dinleyicinin kafası, bir eşkenar üçgenin zirve noktalarını oluşturmalı, monitörler içeriye doğru döndürülmeli ve ön panelleri dinleyiciye bakacak şekilde yerleştirilmelidir. Örneğin, monitörler bir stüdyoda 1,5 metre mesafeyle yerleştirilmişse, dinleme pozisyonu her bir hoparlörden 1,5 metre uzaklıkta olmalı veya iki hoparlör arasındaki temel çizgiden yaklaşık 1,3 metre uzaklıkta olmalıdır. Yani monitör yerleşiminin ilk önceliği, stüdyonuzda eşkenar üçgen ilkesine uygun bir düzenlemeyi bulmaktır. Bu, odada bazı şeyleri taşımayı gerektiriyor olsa bile, çabaya değecektir.
Stüdyo Monitörleri ve Dinleme Pozisyonu: Eşkenar Üçgen ve İleri Seviye Konumlandırma
Stereo bir sistemde iki stüdyo monitörü ve dinleme pozisyonu, bir eşkenar üçgen oluşturmalıdır.
Büyük stüdyo alanlarında, bu eşkenar üçgenin boyutları, dinleyicinin monitörlerin “yakın alan” (nearfield) bölgesinden çıkıp odanın “yankı alanı” (reverberant field) bölgesine geçene kadar orantılı olarak büyür. Nearfield ve reverberant field kavramlarını ve bunların monitör konumlandırma üzerindeki etkilerini biraz daha ileride açıklayacağız, ancak önce monitör konumlandırma temellerini daha detaylı incelememiz gerekiyor.
Önceki paragrafta, monitörlerin 1,5 metre mesafede olduğunu örnek olarak kullandık ve bu mesafe, ADAM Audio A4V gibi kompakt yakın alan monitörleri kullanan küçük stüdyo düzenlemeleri için oldukça yaygın bir mesafedir. Ancak gerçekten küçük alanlarda, monitörlerin arası sadece 1 metre kadar olabilir ve bu tür bir düzenleme, eşkenar üçgen ilkesine uygun şekilde yerleştirilirse tamamen geçerlidir. Ancak, minimum üçgen boyutundan daha önemli olan bazı faktörler şunlardır:
- Monitörlerin dinleyicinin kafa yüksekliği ile ilişkisi.
- Monitörlerin, stüdyonun yakın arka ve yan duvarlarına olan konumu.
- Monitörlerin çevresindeki akustik ortam, örneğin yakındaki akustik emilim ve yansıma seviyeleri.
Bu son üç faktörü sırayla ele alalım. İlk olarak, monitörler genellikle dinleyicinin dikey eksenine yerleştirilerek en iyi şekilde duyulacak şekilde tasarlanır. Monitörün ön panelindeki bass sürücüsü ile tweeter arasındaki merkezi noktadan 90° dışarıya doğru çizilen hayali bir çizgi, “akustik eksen” olarak bilinir. Bu çizgi, dinleyicinin kafasında kulak hizasında kesişmelidir. Eğer monitörler, kulak hizasından çok yukarıda veya aşağıda yerleştirilirse, monitörler istenilen şekilde duyulmaz ve bu da yapılan işin başka ses sistemlerine daha az iyi yansımasına yol açabilir.
Monitörlerin yüksekliğinin yanlış konumlandırılmasına sıkça rastlanan bir örnek, küçük monitörlerin masa üzerine yerleştirilmesidir. Masa yüksekliğinde, monitörler neredeyse kesinlikle kulak hizasının altına yerleştirilmiş olur. Bu sorunun çözümü, monitörleri yukarı kaldırmak veya dikey eksenlerini yukarıya doğru açarak dinleyicinin başına yönlendirmektir.
ADAM Audio A Serisi Modellerinin Akustik Eksenleri (Kırmızı X)
İkinci önemli faktör, monitörlere yakın odadaki sınırların varlığı ya da yokluğudur. Örneğin, monitörlere 0,5 m‘den daha yakın olan her sınır, belirgin bir bas vurgulama etkisi yaratacaktır. Tam bant genişliği vurgulaması yerine bas vurgulaması meydana gelir, çünkü monitörler frekans arttıkça doğal olarak daha yönlendirilebilir hale gelir. Bu da, bass sesleri, arkaya ya da yanal olarak yayılacaksa, yakın duvarlardan yansıyarak doğrudan sese eklenirken, yüksek frekanslar aynı derecede arkaya veya yanal olarak yayılmaz.
Monitörler duvarlara daha yakın yerleştirildiğinde, her duvar için bas seviyesi 0-4 dB arasında artış gösterebilir; bu artış, duvarın ne kadar sağlam olduğuna bağlıdır (tuğla, alçıpan gibi farklı malzemeler farklı artışlar yaratır). Köşeler, iki duvarın birleşimi olduğu için, özellikle bası artırmada çok etkili olabilirler ve genellikle köşelerden kaçınılması gerekir.
Birçok monitör, ADAM Audio gibi markalar, düşük frekanslı sınır EQ seçenekleri sunar. Bu seçenekler, sınır bas vurgulamasını dengelemek için tasarlanmıştır ve bu seçeneklerin doğru şekilde yapılandırılması önemlidir. Monitörlerle birlikte verilen hızlı başlangıç kılavuzu ya da çevrimiçi kullanıcı kılavuzları, bu ayarların nasıl yapılacağını açıklamaktadır.
ADAM Audio A77H Stüdyo Monitöründe Oda Adaptasyonu Seçenekleri
ADAM Audio olarak, monitörlerin arka duvara yaklaşık 0,5 m’den daha yakın yerleştirilmemesini öneriyoruz (ve bu durumda boundary EQ’nun uygun şekilde ayarlanması gerekir). Gerçekçi minimum mesafe ise yaklaşık 10 cm‘dir (bu, düzgün ısınmayı sağlamak ve kablolar için yer bırakmak gibi pratik nedenlerle gereklidir). Alternatif olarak, monitörler 1,5 m’den daha uzak bir mesafeye yerleştirilebilir. Ancak, ara mesafeler, özellikle arka duvar yansımaları nedeniyle düşük orta frekans bandında (low-midrange) frekans yanılgılarına yol açabilir, bu yüzden mümkünse bu tür mesafelerden kaçınılması en iyisidir.
Monitörlerin yan duvarlardan olan mesafesi, sadece düşük frekans vurgusunu etkilemekle kalmaz, aynı zamanda monitörden dinleyiciye yansıyan orta ve yüksek frekanslı seslerin de kalitesini etkiler. Yan duvar mesafesini maksimuma çıkarmak genellikle faydalıdır. Ancak, her iki yan duvardan dinleyici pozisyonuna olan mesafelerin ve yan duvarlardan gelen akustik yansımanın kalitesinin benzer olmasına özen göstermek önemlidir.
Stüdyo Monitörlerinin Doğru ve Yanlış Eğimleri
Yukarıda sıraladığımız üçüncü önemli faktör, her bir monitörün etrafındaki akustik çevredir. “Akustik karakter” derken, çevredeki yüzeylerin yansıtma ve/veya emilim seviyesini kastediyoruz. Bir çift monitör hayal edin; bir tanesi büyük bir cam pencereye yakın, diğeri ise kitaplarla dolu bir rafın yanında. Bu iki ortam birbirinden çok farklıdır; biri yansıtıcı, diğeri ise emici bir ortamdır. Bu durum, yansımaların yansıyan yüzeylerden (örneğin pencere) gelen monitörden daha baskın hale gelmesi nedeniyle stereo görüntünün bozulmasına yol açabilir.
Buradaki bir çözüm, monitöre yakın olan pencerenin üstüne ağır bir perde yerleştirmek olabilir. Yine de, monitörlerinizin her ikisinin de benzer bir ortamda çalışmasını sağlamak, stüdyoda bazı düzenlemeler yapmayı gerektirebilir. Ancak bu, yaratıcı çıktınızın kalitesini ve tutarlılığını artırma olasılığı oldukça yüksektir. Genellikle, dinleme pozisyonunuzun sol ve sağ tarafı arasında mümkün olduğunca fazla simetri elde etmek, sizi uzun bir yol almanızı sağlar. Eğer yerleşimle sağlanamayan asimetriler varsa, bunlar belki de akustik tedavi yöntemleriyle (örneğin pencere ve kitap rafı örneği gibi) telafi edilebilir. Bu konu, başlı başına ayrı bir inceleme gerektirir.
Akustik Olarak Tedavi Edilmiş Küçük Bir Oda ve Stereo Monitör Kurulumu Örneği
Son olarak, daha önce nearfield ve reverberant field (yankı alanı) kavramlarını tanıttık ve şimdi bunları biraz daha açıklayacağız. Bu iki alan, genellikle şöyle tanımlanır: Dinleyici nearfield (yakın alan) içindeyken, duyduğu ses büyük ölçüde monitörlerden gelen doğrudan sesken, dinleyici reverberant field (yankı alanı) içinde olduğunda, duvarlardan, zeminden ve tavandan yansıyan sesleri daha fazla duyar. Yankı alanında, dinleyicilerin seslerin konumlarını belirlemesi ve net bir stereo imaj algılaması daha zor olur. Şimdi, her stüdyo odasında, monitörlerden bir mesafe var ki, burada nearfieldsona erer ve reverberant field başlar – buna kritik mesafe denir.
Bu, daha önce bahsettiğimiz eşkenar üçgen ilkesine geri dönersek, eğer monitörler odanın boyutuna göre çok fazla ayrılırsa, dinleyici yankı alanına girer ve sesin kalitesine dair geçerli bir değerlendirme yapmakta zorlanır. Bu durumda, dinleyici aslında monitörlerden çok odayı dinliyor olacaktır.
Yankı alanının başladığı monitörlerden uzaklık, çok çeşitli parametrelerle tanımlanır; oda boyutu, monitörlerin yerleşimi, monitörlerin yayılım özellikleri veya oda yankı süresi gibi. Ancak genel bir kılavuz olarak, nearfield içinde dinlemeye devam edebilmek için monitörlerin arasındaki mesafe (ve dinleme pozisyonu mesafesi), odanın ortalama uzunluğunun ve genişliğinin yaklaşık üçte birini geçmemelidir. Örneğin, 4 m x 5 m ölçülerindeki bir stüdyo odasında (ortalama 4,5 m) monitörler arasındaki mesafe muhtemelen 1,5 m’yi geçmemelidir.
Bu yazıda daha önce de belirttiğimiz gibi, monitör yerleşimi zor değildir, ancak büyük fark yaratabilir. Stüdyonuz için yüksek kaliteli monitörlere yatırım yaptıysanız, monitörlerinizi dikkatlice yerleştirmek ve yönergeleri takip etmek bu yatırımı tamamlayan önemli bir adımdır.
ADAM Audio ürünleri için burayı, tüm stüdyo ekipmanları için burayı tıklayabilirsiniz.